Konuşmada, Suriye ve Şam arasında imzalanan bir anlaşma üzerine detaylı bir değerlendirme yapılıyor. Türkiye'nin bu anlaşmaya ilişkin tutumu, Amerika, İran, Rusya gibi bölgesel aktörlerin etkileri ve Suriye'deki iç dinamikler ele alınıyor. Türkiye'nin Şam'a üst düzey bir heyet göndermesi ve bu heyetin Şam yönetimiyle görüşmeleri, anlaşmanın geleceği hakkında ipuçları veriyor.
Anlaşmanın, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam yönetimi arasında imzalandığı ve özellikle Lazkiye ve Tartus bölgelerinde yaşanan sivillere yönelik saldırıların bu anlaşmayı hızlandırdığı belirtiliyor. SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu, petrol yataklarının kontrolü ve sınır güvenliği gibi konular anlaşmanın temel maddelerini oluşturuyor. Ancak bu maddelerin henüz detaylandırılmadığı ve komiteler aracılığıyla müzakere edileceği ifade ediliyor.
Türkiye'nin bu anlaşmaya ilişkin rahatsızlıkları ve SDG'yi tehdit olarak görmesi, anlaşmanın geleceğini belirsiz hale getiriyor. Türkiye'nin, SDG'yi ortadan kaldırmak ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt yapılanmalarını etkisiz hale getirmek istediği vurgulanıyor. Ancak Türkiye'nin bu anlaşmayı bozması durumunda, Suriye'de daha büyük bir kaosun yaşanabileceği ve bunun Türkiye'nin bölgesel çıkarlarına zarar verebileceği belirtiliyor.
Suriye'deki silahlı grupların kontrolsüz hareketleri, özellikle Alevi sivillere yönelik saldırılar ve yabancı cihatçıların varlığı, ülkedeki güvenlik durumunu daha da karmaşık hale getiriyor. SDG'nin Şam yönetimiyle işbirliği yapması, bu gruplara karşı bir denge unsuru olarak görülüyor. Ancak Türkiye'nin bu işbirliğine karşı çıkması, Suriye'deki kaotik durumu daha da derinleştirebilir.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Suriye'deki dengeleri korumak ve kendi çıkarlarını gözetmek adına bu anlaşmayı bozmak istemeyeceği, ancak SDG'yi etkisiz hale getirmek için baskı uygulayabileceği öngörülüyor. Suriye'deki güvenlik boşluğunun doldurulması ve kaotik durumun önlenmesi, bölgesel aktörlerin işbirliğine bağlı görünüyor.
Bu yayın için izleyiciler toplamda 139 yorumda bulunmuş. 17310 defa izlenen yayın 1496 kişi tarafından beğenilmiş.
Hediye Levent'in YouTube kanalındaki videoya yapılan yorumlar, Suriye'deki gelişmeler, özellikle HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) ve SDG (Suriye Demokratik Güçleri) arasındaki anlaşma, Alevi katliamları, Türkiye'nin Suriye politikası ve bölgedeki diğer aktörlerin rolü üzerine yoğunlaşıyor. Yorumlarda, HTŞ ve SDG arasındaki anlaşmanın Suriye'nin geleceği için önemli bir adım olduğu, ancak bu anlaşmanın Türkiye tarafından bozulabileceği endişesi dile getiriliyor. Ayrıca, Alevilere yönelik katliamların arkasında SMO (Suriye Milli Ordusu) ve yabancı cihatçı grupların olduğu, bu grupların Türkiye tarafından desteklendiği iddia ediliyor. Yorumlarda, Türkiye'nin Suriye politikasının bölgede istikrarsızlığa neden olduğu ve Türkiye'nin HTŞ üzerindeki etkisinin abartıldığı görüşleri de sıkça tekrarlanıyor. Bazı yorumcular, ABD, Avrupa ve Körfez ülkelerinin Suriye'nin yeniden inşasına katkıda bulunacağını, ancak Türkiye'nin bu süreçte dışlanabileceğini öne sürüyor. Ayrıca, SDG'nin Suriye'nin geleceğinde önemli bir rol oynayacağı ve Türkiye'nin Kürtlere yönelik politikasının bölgede huzursuzluğa neden olduğu vurgulanıyor. Yorumlarda, Hediye Levent'in analizlerinin genellikle doğru ve objektif olduğu, ancak Türkiye'nin etkisini abarttığı yönünde eleştiriler de bulunuyor.
© Stinwe. All Rights Reserved.