Konuşma, Ankara ile Şam arasındaki normalleşme süreci ve Suriyedeki Kürt meselesi üzerine odaklanıyor. Hediye Levent, Suriyeli gazeteci Serkis Kasarcı ile Suriyedeki gelişmeleri, özellikle Kürtlerin durumunu ve Ankaranın Şam ile ilişkilerini tartışıyor.

Ankara, Şamı Kürtlere karşı ortak bir politika geliştirmeye ikna etmeye çalışıyor. Ankara, Suriyedeki Kürt yapılarını PKKnın uzantısı olarak görüyor ve bu yapılara karşı ortak operasyon öneriyor. Ancak Şam, Ankaradan önce Suriyenin kuzeybatısındaki TSK varlığının çekilmesini ve Ankaranın desteklediği cihatçı gruplarla ilişkisini kesmesini talep ediyor.

Sarkis Kassargian, Suriyedeki Kürtlerin tarihsel sürecini anlatıyor. Baba Esad döneminde Kürtlere baskı yapıldığını, ancak PKK ile ilişkilerin iyi olduğunu belirtiyor. Beşar Esad döneminde ise Kürtlere bazı haklar verildiğini, ancak bu hakların sınırlı kaldığını ifade ediyor. 2011deki Arap Baharı sonrası Suriyedeki Kürtler, örgütlenerek YPGyi kurdu ve ABDnin desteğiyle güçlendi. YPG, IŞİDe karşı mücadelede önemli bir rol oynadı.

Şam, YPG ve SDGyi ayrılıkçı olarak görüyor, ancak terörist olarak nitelendirmiyor. Şam, Kürtlerle siyasi bir uzlaşma arayışında, ancak bu uzlaşmanın federal bir yapıya dönüşmesini istemiyor. Şam, Kürtlere genişletilmiş mahalli idareler yasası çerçevesinde bazı haklar vermeyi düşünüyor.

Ankara, Şamı Kürtlere karşı ortak bir politika geliştirmeye ikna etmeye çalışsa da, Şamın önceliği El Kaide ve cihatçı gruplarla mücadele. Şam, Ankaraya güvenmediği için bu tür bir işbirliğine sıcak bakmıyor. Ayrıca, Rusyanın bölgedeki varlığı ve ABDnin Kürtlere verdiği destek, Şamın hareket alanını sınırlandırıyor.

Sonuç olarak, Suriyedeki Kürt meselesi karmaşık bir yapıya sahip ve çözümü uzun bir süreç gerektiriyor. Ankara ve Şam arasındaki güven sorunu, bu süreci daha da zorlaştırıyor. ABDnin bölgeden çekilmesi durumunda, Suriyedeki dengelerin nasıl değişeceği ise belirsizliğini koruyor.