Konuşma, Orta Doğu ve Arap dünyasındaki güncel gelişmeler, özellikle de IŞİD ve benzeri radikal örgütlerin yeniden canlanma eğilimleri üzerine odaklanıyor. Konuşmacı, IŞİD'in yeniden toparlanmaya başladığını, özellikle Suriye ve Irak gibi bölgelerde hücre tipi yapılanmaların uyandığını ve bu durumun Türkiye için de ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguluyor.

Konuşmada, IŞİD'in ortaya çıkışını kolaylaştıran faktörlerden bahsediliyor: güvenlik kurumlarının çökmesi, eğitim sisteminin zayıflaması, ekonomik adaletsizlik, gençlerin geleceğe dair umutsuzluğu ve din-mezhep temelli söylemler. Bu koşullar, radikal örgütlerin bölgede yeniden güçlenmesine zemin hazırlıyor. Ayrıca, IŞİD'in geçmişte yaptığı propagandaların etkisiyle binlerce çocuk ve gencin bu örgütlerin etkisi altında kaldığı ve bu insanların rehabilitasyonunun sağlanamadığı belirtiliyor.

Türkiye açısından durumun oldukça tehlikeli olduğu vurgulanıyor. Türkiye'de her gün IŞİD'e yönelik operasyonlar yapıldığı, ancak bu durumun medyada yeterince konuşulmadığı ifade ediliyor. Türkiye'deki seçim sürecinde din ve mezhep temelli ayrıştırıcı söylemlerin radikal örgütleri cesaretlendirdiği ve bu örgütlerin seçim sonrası dönemde provokatif eylemlere girişebileceği uyarısı yapılıyor.

Suriye ve Irak'ta IŞİD'in hücre tipi yapılanmalarının yeniden aktif hale geldiği, özellikle çöl bölgelerinde saldırıların arttığı belirtiliyor. Ayrıca, Amerika'nın Suriye'deki varlığını IŞİD'le mücadele gerekçesiyle sürdürdüğü, ancak bu durumun bölgedeki kaotik yapıyı artırdığı eleştirisi yapılıyor.

Konuşmada, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki varlığı ve bu bölgedeki cihatçı gruplarla ilişkisi de ele alınıyor. İdlib bölgesinde sıkışıp kalan binlerce cihatçının Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturduğu, bu grupların seçim sonrası dönemde provokasyonlara girişebileceği uyarısı yapılıyor.

Son olarak, Türkiye'nin Suriye'yle normalleşme sürecine girmesi durumunda, bu bölgedeki cihatçı grupların ve Türkiye'nin desteklediği silahlı yapıların ne yapacağının belirsiz olduğu ve bu durumun yeni riskler doğurabileceği ifade ediliyor.

Konuşmacı, Türkiye'deki seçim sürecinin önemine değinerek, seçimden sonraki dönemde radikal örgütlerin yeniden hareketlenebileceği ve bu durumun ciddi bir güvenlik sorunu oluşturabileceği uyarısında bulunuyor.