Konuşma, İran'ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'nın seçilmesi ve bunun İran'ın iç ve dış politikalarına olası etkileri üzerine odaklanıyor. Hediye Levent, gazeteci Ramazan Bursa ile birlikte bu konuyu detaylı bir şekilde ele alıyor. İran'da geçtiğimiz aylarda yaşanan helikopter kazasında Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahi'nin hayatını kaybetmesinin ardından yapılan seçimlerde Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanı seçildiği belirtiliyor. Pezeşkiyan, Türk kökenli bir isim olarak öne çıkıyor ve bu durumun İran'ın iç ve dış politikalarında nasıl bir etki yaratacağı tartışılıyor.

Ramazan Bursa, Pezeşkiyan'ın geçmişi ve siyasi kimliği hakkında bilgiler veriyor. Pezeşkiyan, Tebrizli bir aileden geliyor ve Kürtçeyi akıcı bir şekilde konuşabiliyor. Reformist bir kimliğe sahip olan Pezeşkiyan, Hatemi döneminde Sağlık Bakanlığı yapmış ve Tebriz milletvekili olarak görev yapmış. Ayrıca, Pezeşkiyan'ın Türkiye'yi örnek gösterdiği ve ekonomik altyapısını övdüğü belirtiliyor.

İran'da reformistler ve muhafazakarlar arasındaki farklılıklar da konuşmada ele alınıyor. Reformistler, İran'ın mevcut sistemini değiştirmekten ziyade, yöntemlerde değişiklik yapmayı hedefliyor. Özellikle nükleer müzakereler ve batıyla ilişkiler konusunda reformistler daha ılımlı bir tutum sergilerken, muhafazakarlar daha sert bir politika izliyor.

Pezeşkiyan'ın seçilmesiyle birlikte İran'ın dış politikasında büyük bir değişiklik beklenmediği vurgulanıyor. İran'ın dış politikasının ana belirleyicisinin Rehberlik Makamı olduğu ve Pezeşkiyan'ın bu çerçevede hareket edeceği ifade ediliyor. Ayrıca, Pezeşkiyan'ın Türk kimliğinin İran'ın Azerbaycan ve Ermenistan politikalarına etki etmesi beklenmiyor.

Konuşmada, İran'da yolsuzlukla mücadele ve ekonomik reformların Pezeşkiyan'ın öncelikleri arasında olabileceği belirtiliyor. Ancak, bu konularda başarılı olabilmesi için Rehberlik Makamı'nın desteğine ihtiyaç duyacağı vurgulanıyor.

Son olarak, Pezeşkiyan'ın Rehberlik Makamı ile uyumlu çalışacağı ve İran'ın iç ve dış politikalarında büyük değişiklikler beklenmediği sonucuna varılıyor. İran'da huzurun sağlanmasının, bölge ülkeleri için de önemli olduğu vurgulanıyor.