Hediye Levent
Suriye, diplomasi koridorları ile sahadaki gerçeklik arasındaki derin uçurumu bir kez daha gözler önüne seriyor. Rusya, Azerbaycan, ABD, Fransa ve İsrail gibi aktörlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen müzakerelerde, Suriye’nin geleceği üzerine pazarlıklar yapılırken, ülkedeki milyonlarca insan can güvenliği, kimliksel varlığını koruma ve temel insani ihtiyaçlar mücadelesi veriyor. Aleviler, Dürziler, Kürtler ve diğer azınlıklar, katliam ve yok olma tehdidi altında hayatta kalma savaşı verirken, uluslararası diplomasi sahnesindeki hamleler insani gerçekleri görmezden geliyor. Bu yazı, Suriye’deki karmaşık siyasi dengeleri ve bu dengelerin arkasında kalan insani trajediyi mercek altına alıyor.